İKSV’den Kültür Politikaları Çalışmaları kapsamında 11'inci rapor: Türkiye'de Yerel Kültür Ekosistemi

İKSV'nin, Avrupa Birliği desteğiyle hayata geçirdiği Ortaklaşa: Kültür, Diyalog ve Destek Programı kapsamında gerçekleştirdiği bir yıllık saha araştırmasının sonucunda ortaya çıkan onbirinci kültür politikaları raporu Türkiye’de Yerel Kültür Ekosistemi başlığıyla yayımlandı.

Doç. Dr. Ulaş Bayraktar tarafından kaleme alınan rapor, Türkiye’de birbirinden çok farklı aktörleri ve profilleri içinde barındıran kültür ekosisteminin genel bir resmini çizmeyi amaçlıyor. Raporun, yerel yönetimler ve sivil kültür-sanat kuruluşları arasında güçlü bir diyalog ve işbirliği zemini oluşturması, bu sayede yerel kültür politikalarının uzun vadeli bir perspektifle ortaklaşa kurgulanmasını mümkün kılacak bir tartışmayı başlatması hedefleniyor.

Görgün Taner, Ekin Çuhadar, Ulaş Bayraktar, M. Cemil Arslan, Özlem Ece


Türkiye’de Yerel Kültür Ekosistemi raporuna dair bulgular, 1 Şubat Perşembe sabahı Salon İKSV’de düzenlenen bir toplantıyla kamuoyuyla paylaşıldı. Toplantıda, raporun yazarı Doç. Dr. Ulaş Bayraktar’ın yanı sıra İKSV Genel Müdürü Görgün Taner ile İKSV Kültür Politikaları Çalışmaları Direktörü Özlem Ece birer konuşma yaptı.

Görgün Taner: “Belediyeler ve kültür kurumlarının kol kola çalışabilmesi büyük önem taşıyor”
Toplantının açış konuşmasını yapan İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, “Bu projeyi, kültür politikalarını yerelden, ortak bir vizyonla şekillendirme hayaliyle hayata geçirdik. Şimdi, bu yolculuğumuzun birinci yılını geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Hepimiz biliyoruz ki kültür-sanat ülkemizde her zaman ortak bir çabayla ayakta tutulan, kırılgan bir alan. Bu yüzden işbirliği ve diyaloğu öne çıkaran destek projeleri, kültür ve sanatın her koşulda sürdürülebilmesi için şart. Kentlerin kültür-sanatla hemhal olabilmesi için belediyeler ve kültür kurumlarının kol kola çalışabilmesi büyük önem taşıyor,” dedi.

Özlem Ece: “Sadece Türkiye’de değil uluslararası arenada da yerel yönetimler kültür politikalarına yön veren başat aktörlerden”
İKSV Kültür Politikaları Çalışmaları Direktörü Özlem Ece raporla ilgili şunları söyledi: “Ortaklaşa’nın yaklaşık bir yıllık saha çalışmasının ürünü olan bu raporu kamuoyuyla paylaşmanın heyecanını yaşadığımız bu dönem, aynı zamanda yaklaşan yerel seçimlerin gündemi derinden etkilediği, oldukça kritik bir zamana denk geliyor. Böyle bir dönemde sivil kültür-sanat kuruluşları ve belediyelere önemli sorumluluklar düşüyor.Sadece Türkiye’de değil uluslararası arenada da yerel yönetimler kültür politikalarına yön veren başat aktörlerden. Bunun için belediyelerin kentlerin kültür hayatındaki rolünün düzenleyici ve altyapı hazırlayıcı olma nitelikleriyle tanımlanmalı. İlgili aktörlerin kültürün ifade özgürlüğünü teşvik etme, dayanışma ve işbirliğine katkı sağlama potansiyeline olan inançlarını tazelemesi gerekiyor.”

Ulaş Bayraktar: “Kültür politikalarının demokratik, katılımcı ve şeffaf kılınması için yerel yönetimlerin ve sivil aktörlerin üzerine düşenleri anlamaya çalıştık”
Raporun yazarı, yerel siyaset, katılımcı demokrasi, kamu politikaları ve kültürel çalışmalar alanlarında akademik ve pratik çalışmalar yürüten Doç. Dr. Ulaş Bayraktar da şu bilgileri verdi: “Araştırma, nüfus olarak kalabalık, coğrafya olarak geniş, kültürel olarak çeşitli, siyasal olarak da çatışmalı bir karaktere sahip Türkiye’de kültürel demokrasinin durumunu farklı kentlerin kültürel hayatlarını birer ekosistem olarak ele alarak tartışıyor. Birleşmiş Milletler’in Milenyum Ekosistem Değerlendirmesi’nden esinlenerek oluşturduğumuz analitik çerçeve içinde bu kentlerdeki kültür hizmetlerinin nasıl belirlendiğini ve neye hizmet ettiğini ve dolayısıyla da kültür politikalarının demokratik, katılımcı ve şeffaf kılınması için yerel yönetimlerin ve sivil aktörlerin üzerine düşenleri anlamaya çalıştık.”

Türkiye’de Yerel Kültür Ekosistemi başlıklı raporun tamamı buradan okunabilir.

TÜRKİYE’DE YEREL KÜLTÜR EKOSİSTEMİ ARAŞTIRMASI

- Rapor için; Mart–Ekim 2023 tarihlerinde, 12 şehirde 139 bilgi verenle yarı-yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler, 30 farklı şehirden 157 katılımcıyla odak grup toplantıları, 406 çevrimiçi ve 1.245 yüz yüze anket gerçekleştirildi.
- Genel kamuoyu anketine göre kent sakinlerinin %59’u, çevrimiçi ankete katılan belediye temsilcilerinin %62’si, STK temsilcilerinin de %18’i belediyelerin sağladığı kültür-sanat hizmetlerinin beklentilerini yeterince ya da kısmen karşıladığını ifade ediyor.
- Genel kamuoyu anketinde kent sakinlerine kültüre atfettikleri anlam sorulduğunda öne çıkan yanıtlar “gelenek” ve “görenek” oluyor.
- Genel kamuoyu anketinin bulgularına göre kent sakinlerinin %81’i kültürel etkinliklere arzu ettiğinden daha az katılıyor.
- Belediye temsilcileri, kültür-sanat etkinlikleri düzenlerken yaşadıkları en büyük sorunu %61 oranla, STK’lar ise %83’e oranında finansman bulmak olarak belirtiyor.
- STK’ların belediyelerle işbirliği arayışındaki temel motivasyonları maddi destek almak değil, yerel kültür politikalarında söz sahibi olmak. STK’ların %40’ı politika yapım aşamasında söz sahibi olmanın en büyük beklentileri olduğunu dile getiriyor.
- Belediye temsilcilerine göre, kültürel etkinliklerin programlanmasında %89 oranla, kültür politikalarının belirlenmesinde %91 oranla en etkili aktör belediye başkanlarıdır.
- STK temsilcilerinin %73’ü belediyelerle kurulan işbirliklerinde kişisel bağlantıların belirleyici olduğunu belirtiyor.

*Türkiye’de Yerel Kültür Ekosistemine dair detaylı araştırma verilerine ortaklasa.iksv.org adresinden ulaşılabilir.

Neden Kültür Ekosistemi?

Türkiye’de kültür politikalarının kentlerin ve bölgelerin ihtiyaçlarına uygun şekilde, yerel aktörler tarafından şekillendirilmesi önemli bir ihtiyaç olarak öne çıkıyor. Kültürel alan, sanatçıdan seyirciye, destekçiden siyasetçiye, kullanılan mekȃnlardan altyapı ve ekipmana, büyük bir ekosistem içinde ele alınıyor. Bu ekosistemin başlıca aktörleri; kültür-sanat alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları (STK’lar), belediyeler ve kent sakinlerinden oluşuyor. Bu aktörler araştırma kapsamında; birbirlerini tanıma, bilgi sahibi olma, işbirliği yapma, etkinliklere katılım ve karar alma süreçlerine katkıda bulunma gibi çeşitli açılardan inceleniyor. Ayrıca demografik ve coğrafi özellikleri, sahip oldukları kaynaklar gibi farklı belirleyici unsurlar da dikkate alınıyor.

Saha Araştırmasının Kapsamı ve Yöntemi

Türkiye’de yerel kültür ekosisteminde çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığı destekleyen öneriler geliştirmek amacıyla tasarlanan araştırma, farklı şehirlerde kültür-sanat alanında faaliyet gösteren STK’lar ve yerel yönetimler arasındaki ilişkileri mercek altına alıyor. Mart–Ekim 2023 tarihlerinde, 12 şehirde 139 bilgi verenle gerçekleştirilen yarı-yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler, 30 farklı şehirden 157 katılımcıyla odak grup toplantıları, 406 çevrimiçi ve 1.245 yüz yüze ankete dayanarak, yerelde kültür politikalarının gelişiminin önündeki engelleri belirleyerek gerekli dönüşüm alanlarını tanımlamayı amaçlıyor. Araştırmanın detaylı verilerine ortaklasa.iksv.org adresinden ulaşılabiliyor.

Kültüre ayrılan bütçe çok düşük

Merkezi hükümetin 2023 yılı için kabul edilen yaklaşık 4,5 trilyon liralık genel bütçesinden T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ayrılan miktar 16,5 milyar lira, bu da toplam bütçenin binde 3,7’sine tekabül ediyor. T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine bakıldığında 2022 yılında yerel yönetimlerin bütçelerinin %1,7’sinin kültür hizmetlerine ayrıldığı görülüyor. Kültürün kapsamı ise oldukça muğlak; kültür hizmetleri, dinlenme, spor ve din hizmetleriyle bir arada değerlendiriliyor. Bu muğlaklıktan arındırıldığında, belediyeler tarafından kültüre ayrılan bütçe oranları, %1’lere zar zor çıkıyor.

Kent sakinleri için kültür “gelenek” ve “görenek” demek

Ülke genelinde gerçekleştirilen kamuoyu anketinin sonuçlarına göre kent sakinlerinin %59’u, çevrimiçi ankete yanıt veren belediye temsilcilerinin ise %62’si kültür-sanat alanında belediyelerin sağladığı hizmetlerin beklentilerini yeterince ya da kısmen karşıladığını ifade ediyor. Ancak STK temsilcilerinde bu oran %18’e düşüyor. Bu farklılık, büyük oranda katılımcıların kültürü ve kültürel etkinlikleri tarif ederken yaşadığı farklılaşmadan kaynaklanıyor. Genel kamuoyu anketinde kent sakinlerine kültüre atfettikleri anlam sorulduğunda öne çıkan yanıtlar “gelenek” ve “görenek” oluyor.

Etkinliklere katılımı etkileyen en önemli faktör “zamansızlık”

Genel kamuoyu anketinin bulgularına göre kent sakinlerinin %81’i kültürel etkinliklere arzu ettiğinden daha az katılıyor. Ankete katılanların %56’sı bir önceki yıl en az bir kez tarihi mekânları ziyaret etmiş ve %53’ü sinemaya gitmiş. Bu iki örneğin haricinde örneklemin yarısından fazlasının katıldığı başka bir kültürel etkinlik yok. Kent sakinlerinin yalnızca %9’u, belediye tarafından düzenlenen kültürel etkinliklere arzu ettiği ölçüde katılabiliyor. Düşük katılım oranlarının en büyük nedeni, zamansızlık ve ilgisizlik olarak ortaya çıkıyor.

Yerel kültür politikalarında söz sahibi olma ihtiyacı, finansman desteğinden daha önemli

Kültürel mekânların nicel, fiziksel ve teknik yetersizlikleri önemli bir sorun olarak ön plana çıkıyor. Bu da temelinde finansal zorluklardan kaynaklanıyor. Araştırmada belediye temsilcileri, kültür-sanat etkinlikleri düzenlerken yaşadıkları en büyük sorunu %61 oranla, finansman bulmak olarak belirtiyor. Aynı soru kültür-sanat alanında faaliyet gösteren STK’lara yöneltildiğinde oran %83’e çıkıyor. Maddi zorluklara rağmen STK’ların belediyelerle işbirliği arayışındaki temel motivasyonları belediyelerden maddi destek almak değil, yerel kültür politikalarında söz sahibi olmak. STK’ların %20’si belediyelerden en büyük beklentilerinin finansman olduğuna işaret ederken, %40’ı politika yapım aşamasında söz sahibi olmanın en büyük beklentileri olduğunu dile getiriyor.

Belediye başkanları en etkili aktör, işbirliklerinde kişisel bağlantılar belirleyici

Araştırmaya katılan belediye temsilcileri, kültürel etkinliklerin programlanmasında %89 oranla, kültür politikalarının belirlenmesinde %91 oranla en etkili aktörün belediye başkanları olduğunu belirtiyor. Belediye başkanının merkezinde olduğu yerel kültür yönetiminde belediye kaynaklarıyla desteklenecek etkinliklerin seçimine dair objektif kriterlerin yokluğu, kişi ve kurumlar arasında kaçınılmaz bir eşitsizlik yaratıyor. STK temsilcilerinin %73’ü belediyelerle kurulan işbirliklerinde kişisel bağlantıların belirleyici olduğunu belirtiyor. Belli ilkelere, öncelik ve hedeflere dayanmaksızın öznel tercih ve kararlarla kurgulanan kültürel etkinlikler kalıcı bir kültür politikasının gelişmesine izin vermiyor. Yönetimdeki kişi ve/veya siyasi anlayışın değişmesiyle kültürel hayat topyekûn değişikliğe uğruyor.

STK’lar belediyelerden ne bekliyor?

Raporda öne çıkan öneriler arasında, yerel yönetimlerin kentlerin kültür hayatındaki düzenleyici ve altyapı hazırlayıcı rolünün belirlenmesi önemli yer tutuyor. Kentteki tüm kültürel aktörlerin katılımını teşvik eden, uluslararası standartlara uygun bir kültür yönetimi modeline geçiş, yerel yönetimlerin sorumluluklarını düzenlemek adına kritik bir adım olarak belirtiliyor. Ayrıca, karar alma süreçlerinin uzmanlar ve sivil toplumun aktif katılımıyla şekillendirilmesi, birleştirici politikaların benimsenmesi ve sivil kültür-sanat kuruluşlarının yerel kültür politikalarını savunuculuk faaliyetleriyle desteklemeleri, raporun öne çıkan diğer önerilerinden.

Yukarı