1973 yılında İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın kurucuları arasında yer alan Aydın Gün, 1974–1993 yılları arasında Uluslararası İstanbul Festivali’nin Genel Müdürü olarak İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın yaptığı birçok etkinliğin öncüsü oldu. Yirmi yıl süreyle Uluslararası İstanbul Festivali’nin sanat yönetmenliğini yapmış, İstanbul Bienali’nin ilk yılları sayılan Çağdaş Sanat Sergileri’ni o başlatmıştı.
IKSV’deki görevinin ardından Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nun genel sanat yönetmenliğini üstlenen Aydın Gün, 1990'larda Yapı ve Kredi Bankası AŞ'de kültür-sanat danışmanı olarak çalıştı.
1917 yılında Adana’da doğan ve müzik eğitimine Ankara Devlet Konservatuarı’nda devam eden Aydın Gün, 1941’de bu okulun ilk mezunları arasında yer aldı. Türk operası ve konservatuarının kurucusu sayılan Carl Ebert’in 1942’de sahneye koyduğu, Türkiye’deki ilk opera gösterisi olan Puccini’nin “Madame Butterfly” adlı eserinde oynayan Aydın Gün daha sonra birçok operada baş tenor olarak rol aldı ve on yıl süreyle Carl Ebert’in asistanlığını yaptı.
1951 yılında “Rigoletto” operası rejisiyle kazandığı büyük başarıdan dolayı devlet tarafından Viyana’ya gönderilen Aydın Gün, dönüşünde Ankara Devlet Operası başyönetmenliğine atandı ve 1950’li yılların sonlarından itibaren opera klasiklerinden 40’ın üzerinde yapıtın rejisini gerçekleştirdi.
Aydın Gün 1959 yılında bugünkü İstanbul Devlet Opera ve Balesi olan İstanbul Şehir Operası’nı kurdu; 1965’te önce Ankara Devlet Operası Başyönetmenliği’ne, ardından Atatürk Kültür Merkezi’nin tamamlanması üzerine İstanbul Devlet Opera ve Balesi Başyönetmenliği’ne atandı. Ankara ve İstanbul Devlet Konservatuarları’nda da 25 yıl süreyle ders veren Aydın Gün, yakın dostu Leyla Gencer’in adını taşıyan Uluslararası Leyla Gencer Şan Yarışması'nın da fikir babası ve kurucuları arasında yer alıyor.
İtalya Cumhurbaşkanlığı’nın “Commendatore” nişanı, Avrupa Konseyi Kültür Ödülü (1974), Çekoslovakya’nın Smetana Ödülü’nü (1975) alan Aydın Gün 1988 yılında Devlet Sanatçısıunvanıyla onurlandırıldı.
1990'ların sonunda eşi Azra Gün ve oğlu ressam Mehmet Gün'le Berlin'e yerleşen Aydın Gün, sahne sanatları ve resim başta olmak üzere kültürel ve sanatsal alandaki çalışmalarını Berlin'de sürdürüyordu.